Yaşadığımın Delilidir

Ay 4 milyar yaşındaymış.

Kaplumbağalar şu kadar.

Zeytin ağacı bu. İncir ise belki en çoğu bitkilerden.

Kelebekler ise bir gün yaşar, vazife-i ömürlerini tamamlarmış. Öyle derler. Öyle yazmışlar. Okudum.

Bilmiyorum doğru mu? Uzmanlarına güveniyoruz. Bizzat müşahade etmedik. Aslında kolay iş bazıları. Öyle değil mi?

Bir bahçede, bir kırda takılsan bir kelebeğin peşine ne olur?  Bir kutuya kafese koyun demek içimden gelmiyor. Zaten bir gün yaşıyormuş.

Demin bir arkadaşım paylaşmış. CNNTÜRK’de görmüş. “Baklava yemek zararlıymış” dedi. 

Yaw gıdamızın %50’sini karbonhidratlardan almak zo-run-da-yızz.

Her ne ise konuya dönelim. Şüpheci olsak, ölçülü olarak tabii, hiç fena olmaz.

Hayatın keyiflerini kaçırmamalı. Tıpkı kelebeğe reva görmediğim gibi.

Zevklerimizi feda etmemek için, başkalarını harcamamalı.

Hayatta mantıklı izler bırakmalı.

Aynen şu kitap kenarı gibi.

Basit bir iz. Ne diyor? “Kaari  buraya dek okumuş. Sonrasını bilmem ama. Eğer ilerleyen sayfalarda buna benzer çigi görürsen, bil ki oraya kadar gelinmiştir.”

Evet. Böyle diyor.
Okuduğunuzun delili olsun. Bırakın böyle izler.

Kitap sayfaları kıvrılmaktan, okunmaktan keyif alır. Fıtrî  bir işaret.

Yorum bırakın